11 Mayıs 2013 Cumartesi

Ünsüz Düşmesi - Ünsüz Türemesi

 Küçültme eki ''-cik -cek '' yada ''-l'' yapım eki ''k'' ünsüzü ile biten sıfatlara, getirildiğinde sözcüğün sonundaki ,''k'' düşer..

küçük-cük   >  küçücük
yüksek-l-di  >  yükseldi   gibi..

Ünsüz Türemesi:
   Ünsüzle biten bazı sözcükler ünlü ile başlayan ek alınca son ses ikizleşir.

sır-ı  = sırrı     his-i   = hissi  gibi
''et-eyle-ol'' gibi yardımcı fiillerle yapılan birleşik fiilerde ses türemesi olabilmektedir..

zan etmek   > zannetmek
hal olmak    >  hallolmak  vb..

Yazıya verilen etiketler: Ünsüz düşmesi,ünsüz düşmesi nedir,ünsüz düşmesi konu anlatımı,Ünsüz türemesi,ünsüz türemesi nedir,ünsüz türemesi konu anlatımı,ünsüz türemesine verilen örnekler,ünsüz düşmesine verilen örnekler

Ünsüz Benzeşmesi ( Sertleşmesi )

 Bir sözcük ''f-s-t-k-ç-ş-h-p'' sert ünsüzlerden biri ile biter ve bu sözcük ''c-d-g'' yumuşak ünsüzlerden biriyle başlayan ek alırsa ekin başındaki ''c-d-g'' yumuşak ünsüzleri ''ç-t-k'' sert ünsüzlerine dönüşür. Buna ünsüz benzeşmesi nedir..

      Yanlış       Doğru
     kitap-da      kitapta
     1923'de      1923'te
     ses-den       sesten

Yazıya Verilen Etiketler: ünsüz benzeşmesi,Ünsüz benzeşmesi konu anlatımı,Ünsüz benzeşmesi nedir,Ünsüz benzeşmesine verilen örnekler

Ünsüz Yumuşaması ( Değişimi )

 p,ç,t,k sert ünsüzleriyle biten sözcüklere ünlü ile başayan bir ek getirildiğinde bu sesler yumuşar ve ''b,c,d,g,ğ'' seslerine dönüşür. Buna ünsüz yumuşaması denir..

dolap+ı    >   dola
yargıç+ı    >   yargı


Yazıya Verilen Etiketler: ünsüz yumuşaması,ünsüz yumuşaması nedir,ünsüz yumuşaması konu anlatımı,ünsüz yumuşamasına verilen örnekler

Ulama

 Ünsüzle biten sözcüklerden sonra ünlüyle başayan bir sözcük geldiğinde, ünsüz, ünlüye bağlanarak okunur..

- Sana dün bir tepeten baktım aziz İstanbul..
mısrasında baktım aziz İstanbul sözleri arasında ulama yapılmıştır..

Yazıya Verilen Etiketler: ulama,ulama nedir,ulama konu anlatımı,ulamaya örnekler

Ünlü Değişimi ( Ünlü Kalınlaşması )

  Ben ve sen zamirlerine yönelme hal eki (-a,-e) eklendiğinde bu zamirlerin ünlülerinin değiştiği görülür..

Örnek:
   ben-a    > bana
   sen-a     > sana

Yazıya Verilen Etiketler: Ünlü değişimi,Ünlü değişimi nedir,Ünlü değişimi konu anlatımı,Ünlü değişimine örnekler

Ünlü Daralması

 Düz geniş ünlü olan ''a-e'' ile biten fiilere -yor şimdiki zaman eki geldiğinde geniş ünlü daralarak ''ı-i-u-ü'' seslerinden birine dönüşür.Bu ses olayına ünlü daralması denir..

Başla-yor    >   Başlıyor
Bilme-yor    >   Bilmiyor   vb gibi

Yazıya Verilen Etiketler: ünlü daralması,ünlü daralması nedir,ünlü daralması konu anlatımı,ünlü daralmasına örnekler

Ünlü Türemesi

   Bir, az, dar, genç gibi tek heceli bazı sözcükler -cik ekini aldığında araya bir ünlü girer..

az   >  az-cık    > az-ı-cık
bir  >  bir-cik    > bir-i-cik  gibi..

Pekiştirilmiş sözcüklerin bazılarında da ünlü türemesi görülür..


sağlam  >  sapsağlam   > sapasağlam
yalnız    >  yapyalnız     > yapayalnız  vb..

Yazıya Verilen Etiketler: Ünlü türemesi,Ünlü türemesi nedir,Ünlü türemesi konu anlatımı,Ünlü türemesine örnekler

Ünlü Düşmesi ( Hece Düşmesi )

 Türkçede ünlü düşmesi üç şekilde olur..

- İkinci hecesinde dar ünlü bulunan bazı sözcükler ünlü ile başlayan bir ek  aldığında ikinci hecedeki dar ünlü düşer..

    Yanlış           Doğru
     ağız               ağzı
    burun            burnu
      alın               alnı    vb..

Bazı birleik özcüklerde birinci sözcüğün ikinci hecesindeki ünlü düşer. Buna ünlü aşınması denir..

ne + nasıl    >  Nasıl
kayıp + olmak   >  Kaybolmak vb..

Türetilen bazı sözcüklerde de ünlü düşmesi olur.

Yumurta -la-dı   > Yumurtladı
Sarı-ar-dı     >   Sarardı vb gibi..

Yazıya Verilen Etiketler: Ünlü düşmesi,Ünlü düşmesi nedir,Ünlü hece düşmesi konu anlatımı, hece düşmesi nedir

Küçük Ünlü Uyumu

 Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde düz ünlülerden biri (a,e,ı,i) varsa sonraki hecelerde de düz ünlü (a,e,ı,i) bulunur.
- Erik
- Sıra
- Kayıkçıdan
- Anlaşmak vb..

Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde yuvarlak bir ünlü (o,ö,u,ü) varsa daha sonraki hecelerde ya düz-geniş (a,e) ya da dar-yuvarlak ünlü (u,ü) bulunur..

- Koyun
- Kuyumcu
- Köpek
- Kulak vb..

Yazıya Verilen Etiketler: Küçün ünlü uyumu,Küçük ünlü uyumu nedir,Küçük ünlü uyumu konu anlatımı,küçük ünlü uyumuna örnekler

Büyük Ünlü Uyumu

 Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü (a,ı,o,u) varsa daha sonraki hecelerde de kalın; ince bir ünlü (e,i,ö,ü) varsa daha sonraki hecelerde de ince ünlü bulunmalıdır. Buna büyük ünlü uyumu denir..

Büyük Ünlü Uyumuna uygun örnek sözcükler:
- Gelincik
- Çilek
- Çocuk
- Bilezik
- Durak

Yazıya Verilen Etiketler: Büyük ünlü uyumu,Büyük ünlü uyumu nedir,Büyük ünlü uyumu konu anlatım,kpss büyük ünlü uyumu

Parçayı İki Paragrafa Ayırma

 Her paragrafın ayrı bir yapısı, okura ulaştırmak istediği bir mesajı, konusu vardır. Parça içinde her düşünce ayrı bir paragrafta yer almalıdır..

(1) Size belki garip görünebilir ama ben anı kitaplarını, o kitaplarda sözü edilen kişilerden soyutlayarak okudum. (2) Nedeni şu: O kişilerin kim olduğı önemli değildir. (3) Şöyle kahraman, böyle akıllı ya da muhteşem bir ahlaksız olsalar da belli bir zaman sonra akıllardan yavaş yavaş gideceklerdir. (4) Asıl önemli olan, anı yazarın o kişilerin adının karıştığı olaylara, o tarih kesitine nasıl yaklaştığıdır. (5) Anı kitapları genelde toplumun pek ufak bir kesimini konu edinir ama toplumun gelişiminde, büyümesinde, ilerlemesinde ya da gerilemesinde payı olan bir kesimini.. (6) Yani siyaset ve devlet adamlarını, iyi ya da kötü anlamda iz bırakmış askerleri, bürokratları,sanatçıları,yazarları,bilim dünyasının sivrilmiş kişilerini falan...

1,2,3 ve 4 cümlelerde yazar anı kitaplarını okurken, neden şahısları göz önüne almadığını söylemekte, 5. cümleden itibaren anıların içeriğinde ne tür insanların işlendiği anlatılmaktadır..

Önemli Not: Parçanın ikiye bölünmesiyle ilgili sorularda:
 - Anlatımın akışını değiştiren,
 - Farklı bir konuya geçen, cümleye dikkat etmek gerekir..

Anlam Bütünlüğünü Bozan Cümle

Paragrafın düşünce birliğine ya da anlatım akışına uygun olmayan cümleye, düşüncenin akışını bozan cümle denir..

Paragraf büyük bir yazının küçük bir bölümü olduğu için kendi içeriğine uygun bütünlüğe sahiptir.Belli bir konuyu ya da düşünceyi işler.Parçayı oluşturan yargılardan herhangi biri, ele alınandan farklı bir konuyu işler ya da düşünceyi dile getirirse o paragrafın anlam ve anlatım akışını bozar.

(1) Hatıralar, üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra yazılır. (2) Günlüklerse yaşanırken oluşturulur. (3) Kimi günlükler içe dönük bir nitelik taşır. (4) Hatıralarla günlükler arasındaki en önemli fark budur. (5) Bu bakımdan günlükler hatıralara göre daha inandırıcıdır..

Bu parçadaki 1,2,3,4,5 cümlelerde hatıralarla günlükler arasındaki farklar anlatılmaktadır.Öyleyse bu cümleler bir konu bütünlüğü içinde bir paragraf oluşturur.3. Cümle ise kimi günlüklerin içeriğinden söz etmektedir.Demek ki cümle anlatımının akışını bozmaktadır..

Önemli Not: Her paragraf bir düşüncenin çevresinde oluştuğuna göre anlatım akışını bozan cümleyi bulmak için şöyle bir yol izlenebilir..

 - Konu saptanır, konu dışında kalan cümle bulunur.
 - Ana düşünce bulunur, ona ters düşen yargı belirlenir.
 - Numaralanmış cümleler anlam bağlantıları ya da içerikleri yönünden eleştirilir, dışta kalan numaralanmış cümle tespit edilir..


Paragrafta Yapı

 Her paragrafın ilk sözcügünden son noktasına kadar taşıdığı özelliklerin hepsine paragrafta yapı denir.
Paragrafın gözle görülen ögeleri,onun yapısını oluşturur.
Bir paragraf yapı, bakımından şu ögelerden oluşur: giriş cümlesi,gelişme cümleleri ve sonuç cümlesi.

1. Paragraf Tamamlama:
  Paragrafın eksik bırakılan bölümünün tamamlanması istenen sorular, giriş,gelişme ve sonuç bölümlerine ilişkin bilgilerin yanında anlam,anlatım ve düşüncenin akışını bozan cümleyle ilgilidir.

Paragrafta boş bırakılan herhangi bir yerin tamamlanmasıyla ilgili sorulardır.
Bu tip sorularda unutulmaması gereken; paragrafı tamamlayacak söz,yargı,ifade ya da cümlenin metnin içeriğine, ana düşüncesine, yardımcı düşüncelerinden herhangi birine anlamca ters düşmesi gerektiği koşuludur.

---O zaman sanat reçeteye uymak, eleştiri de eserin reçeteye uygun olup olmadığını göstermek olurdu.Böyle reçete düzenleyenler, edebiyat dünyasında görülmemiş değildir.Fakat bu düzenlemelere göre yazılan şeylerden ne kaldı ??

Parçada geçen '' böyle reçete düzenleyenler '' sözünden boş kısma sanatın kurallarını belirleyen ölçütlerden bahseden bir ifade gelmesi gerektiğini anlıyoruz.Bu ifade, ''Boy boy sanat eserleri çıkarmak için elde birtakım reçeteler bulunsaydı dünyada sanattan ve eleştiriden daha kolay bir şey olmazdı.'' cümlesidir..

a) Giriş Bölümü:
    Paragrafın ilk cümlesidir.Genellikle tek cümledir ve konunun sunulduğu bölümdür.Ana düşünceyi taşıyacak niteliktedir.

Ben klasik biçimde yazılmış öykülere alışmışım.Onun için okuduğum öyküde bir olay, bir başlangıç, bir son olsun isterim.Bugünkü ürünlerin coğunda bunlar yok.Sanırsınız ki yazar hep kendi içini dinliyor.İzlenimlerini anlatıyor.Bir olay olmadığı gibi kişiler de yok bunlarda.Çoğu, düz yazı biçiminde yazılmış şiirlere benziyor..

Bu parçanın ilk cümlesi aynı zamanda konu cümlesidir.''Klasik biçimde yazılmış öyküleri sevmek'' işlenmektedir.Daha sonra gelen cümleler bu konuyu açıklar niteliktedir..

b) Gelişme Bölümü:
    Konunun açıklandığı ve aydınlatıldığı bölümdür.Bu bölümde örnekler verilir, kanıtlar gösterilir, benzerlikler,çelişkiler,karşıtlıklar sergilenir,karşılaştırmalar yapılır.

Ele alınan konu, ana düşünce olgunlaştırılır.''Açıklama yeterlidir.''kanısına varıldığında, bölüm tamamlanmış olur ve sonuç bölümüne geçilir.

Yargılar, birbirine zincirin halkaları gibi bağlanır.Onun için bu bölümdeki bağlayıcı ögelere dikkat etmek gerekir.

c) Sonuç Bölümü:
    Dil ve düşünce yönünden önceki cümleleri bir sonuca ulaştıran karar cümlesidir.Konuyu özetleyen bir niteliktedir.
Tümevarım paragrafında ana düşüncenin yer aldığı cümlelerdir..

Dil, bir anlaşma aracıdır.Bir dilin sözükleri,anlatılmak istenenin zihnimizde canlanmasını sağlar.Kullandığımız sözcüklere anlamlar yükler,bunların bizde uyandırdığı duygu, düşünce,imgelerle birbirimizle iletişim kurarız.Bir sözcüğün zihnimizde canlandırdığı görüntüden başka bir şey değildir.Kısaca söylemek gerekirse ----

Parçada ''Dilin bir anlaşma aracı olması'' işleniyor.Ayrıca sözcüklerin dilin anlaşmayı sağlamada hangi yollarla anlam kazandıkları üzerinde duruluyor.Böyle bir konuyu karara bağlayacak cümlede,sözcüklerin anlam özelliklerini ve düşündürme gücünü vurgulayan bir içerik olmalıdır.Dolayısıyla bu cümle şu şekilde tamamlanabilir.''... her sözcüğün bir anlamı ve düşündürme gücü vardır..''
5 Mayıs 2013 Pazar

Paragrafta Anlam

 Her türden düşünce, duygu, bilgi ve öneri belli bir bütünlük içinde anlatan, açıklayan düşünce birimine Paragraf denir. Sözcük,bir anlam;cümle,bir yargı; paragraf ise bir düşünce birimidir.Her paragraf, ana konuya bağlı olarak yazının bir yönünü ele alır,işler ya da aydınlatır..

  Büyük yazının bir bölümü olan bir paragrafta ana konunun dışına çıkılmaz.Paragraf, bir düşünce birimi olduğundan onun anlatım akışını konu bütünlüğünü bozacak cümle ya da cümleler onda yer alamaz.

1. Paragrafta Konu:
    Paragrafta ele alınan düşünce, olay ya da duruma konu denir.

Avrupa ülkeleri yüz yıl önce hayvan haklarını yasallarla koruma altına aldı.Avrupa ülkelerinde hiçbir hayvan sokakta bırakılamaz.Her yerde tabelaler vardır,''sokakta sahipsiz hayvan görürseniz şu telefon numarasına bildirin.'' diye. Kimsesiz hayvanlar barınaklarına alınır ve hayvanların bakımı üstelenir. Türkiye'ye gelince 20 yıldan beri benim hazırladığım hayvan hakları yasa tasarısı meclis de beklemektedir.Bu tasarı meclis'ten bir türlü geçemediği gibi taslakta bir takım rötujlar yapmıştır.

Rötuj: Belediye zabıta talimatnamesinde ''kuduz tehlikesi varsa hayvan öldürülebilir.''der. Bu şıkkı taslak'a ilave etmek demek, katliamın devam etmesi demektir..Parçada avrupa'da ve Türkiye'de hayvan haklarından, onlarla ilgili yasalardan söz edilmektedir.İşte ''bu parçada ne anlatılıyor? Bu parçanın konusu nedir?'' soruların cevebı da budur.Yani parçanın konusu avrupa'da ve türkiye'de hayvan hakları ile ilgili yasalardır..

2.Paragrafta Başlık:
    Yazının ne ile ilğili olduğunu belirten bir ya da birkaç sözcük isimlendirmelerine başlık denir.Başlık, konunun özetidir.

Hayat'da olupta romana girmeyen bir şey yoktur.Romana sınır biçilemez yeter ki gerçeklikten alınan unsurlar bütün bir iç zenginliğin beslediği hayal gücü ile yeni varlıklara dönüşsün.Hayatta ki varlıkları bile sürükleyecek, onları gölgede bırakacak bir gerçeklik olsun.Parçada herşey romana konu olabileceği, romanda konu sınırlandırması olmadığı anlatılmaktadır..Bu yüzden en uygun başlık romanın konusudur..

3.Ana Düşünce:
   Yazarın okuyucuya iletmek istediği mesaja ana düşünce denir.
   Kimi yazarlar ana düşünceyi şöyle açıklamıştır: Ana düşünce,açık denizde yol alan bir geminin yön belirleyen dümenidir..
   Bir yazıda bir çok düşünce yer alır.Bunların hepsi ana düşünceye bağlıdır.
   Ana düşünce; öne sürülen,savunulan,açıklanan,kanıtlanmaya çalışılan temel düşüncedir.
   Ana düşünce,parçanın bir cümlelik özeti durumundadır.Geliştirilmeye açıklanmaya uygunlukta ve yardımcı düşünceleri anlama kapsamına alabilecek niteliktedir.

Bir kişi ya da yapıt üzerindeki tartışmada,çogu zaman kendi düşüncelerimizi açıklarken karşımızdaki kişinin düşüncelerini kücümser,onu küçük düşürmeye çalışırız.Oysa bu, tartışma anlamına sığmayan bir tutumdur.Şu da bir gerçek: Günümüzde yalnızca kimilerinin gülünç olarak nitelendirdiği düşünceler degil, her karşıt düşünce alaya alınıyor.Bence kendisi gibi düşünmeyenlerin düşüncelerine saygı göstermemek, dogrudan dogruya düşünceye, sanata deger vermemektir.

Parçanın özellikle son cümlesi asıl anlatılmak isteneni özetlemiştir.''Bence kendisi gibi düşünmeyenlerin düşüncelerine saygı göstermemek,dogrudan dogruya düşünceye,sanata deger vermemektir'' o halde bizim gibi düşünmeyenlerde fikir ayrılıkları yaşayıp tartıştıgımız zamanlarda en çok dikkat etmemiz gereken şey saygılı olmaktı..

4.Yardımcı Düşünceler:   Ana düşünceyi acan, destekleyen, geliştiren düşüncelere yardımcı düşünceler denir.

Roman tekniğine bütünüyle hakim.Yapıtlarının her birinde farklı anlatım biçimlerini anımsatan bir havanın olması cevirmen olarak işimi güçleştirdi.Dilinin zenginliğini yansıtabilmek için,italyanca gibi zengin bir dilde bile güçlüklerle karşılaştım.Ama çeviri sırasında karşıma çıkan soruları gözetmeme yardım ettiğini,bana önerilerde bulunduğunu söyleyerek çevirmenlere ne kadar değer verdiğini de belirtmek isterim.

Parçadaki farklı anlatım biçimlerini anımsatan ifadesinden anlatım da çeşitliliği önemsememe önerilerde bulunduğunu sözünden çevirmenlere yol gösterme,roman tekniğine bütünüyle hakim değişimden romanı oluşturan ögeleri ustaca kullanma dilinin zenginliğini yansıtabilen sözünden dilin olanaklarından yararlanabilmenin sözü edilen sanatçının özellikleri olduğunu söyleyebiliriz..

Yardımcı düşünceler,ana düşünceye ters düşemez,onun anlam bütünlüğünü bozamaz..
3 Mayıs 2013 Cuma

Düşünceyi Geliştirme Yolları

  Anlatılanı, öne sürüleni; aydınlatmak kanıtlamak ayrıntıları geliştirmek için başvurulan yöntemlere düşünceyi geliştirme yolları denir..

1.Tanımlama:
   Bir nesneyi,kavramı,duygu ve düşünceyi kendine özgü özellikleriyle kısaca tanıtmaya tanımlama denir..

İnsan beyninin dayanağıdır kitap.Önce kültür birikimimizin saklayıcı,sonra yaşanan kuşakların oluş halindeki düşünce,duyuş ve görüşlerinin yayılmasını sağlayan araçtır..

Bu parçada ''Kitap nedir?'' sorusunun kitaba özgü niteliklerle kısaca dile getirilmiştir..Demek ki ''tanım'' yapılmıştır...

2.Karşılaştırma:
  İki ya da daha çok nesneyi,kavramı,duygu ve düşünceyi; benzerliklerinden, karşıtlıklarından yararlanarak birbiriyle kıyaslamaya karşılaştırma denir..

Bir romanın, kitap olarak okumasıyla filminin izlenmesi arasında büyük farklar vardır..

Bu cümledeki ''romanın okunması'' ve ''filminin izlenmesi'' benzerliklerden yararlanarak karşılaştırılmıştır..

Püf Noktası: Karşılaştırmanın bulunduğu parçalarda çogunlukla ''ise,de,gibi,kadar,daha,en'' gibi sözcükler bulunur..

3.Örneklendirme (Örnekleme):
   Anlatılanı; açık anlaşılır duruma getirmek amacıyla açıklayıcı ögelerden yararlanmaya örneklendirme denir..

Andersen'i özgün kılan bir özellik, çevremizdeki sıradan nesneleri kişileştirip birer masal kişisine dönüştürmesidir.Kurşun asker, yıkımdan yıkıma sürüklenirken gözü pekliğinden ve iyimserliğinden bir şey yitirmez; tencere vurulur, çömlek ve masa konuşur.Bunun yanında Andersen bize,kişileri hiç de masalsı sayılmayacak, oldukça gerçekci masallar da anlatır:  

Eski ev kapıcının oğlu..

Bu parçanın ilk cümlesine, ikinci cümledeki ''Kurşun asker'' son cümledeki belirlemeye ise ''Eski ev'' ve ''Kapıcının oğlu'' kitapları örnek verilmiştir..

4.Tanık Gösterme (Alıntı Yapma):
   İleri sürülen herhangi bir görüşün desteklenmesi,karşı düşüncenin geçersiz kılınması amacıyla yapılmasına tanık gösterme denir..

Duymak, düşünmek, zengin bir hayal gücüne sahip olmak önemli bir şeydir.Sanatçı dünyayı başkalarından farklı gören insandır.Fakat duygularını özgün biçimde dile getirmeyene de sanatçı denmez.Çok parlak hayalleri olduğu halde şiir yazamadığından yakınan ressam arkadaşına Mallarme ''Dostum'' şiir hayallerle değil sözcüklerle yazılır. demiştir..

Bu parçada yazar, şiirle ilgili bir görüş ileri sürüyor.Bunu kanıtlamak için de ünlü bir şairin sözünü tanık gösteriyor.Alıntının dışında da tanıklar vardır: Bilimsel veriler,deney sonuçları,herkesin kabul edeceği gerçekler..

5.Benzetme:
   Anlatıma güzellik ve güç katmak için aralarında anlam ilgisi bulunann iki varlık ya da kavramdan zayıf olanın güçlü olanla ilişki kurularak anlatılmasına benzetme denir.

Toroslar Çukurova'yı at nalı biçiminde kuşatmış bir duvardır..

Bu cümlede ''Toroslar'',''bir duvara'' benzetilmiştir..

6.Sayısal Verilerden Yararlanma:
  Anlatılanların,araştırma sonuçlarıyla ortaya çıkan sayısal değerlerle desteklenmesine sayısal verilerden yararlanma denir..

Özellikle son yıllarda, zarar gören orman alanları hızla genişlemiştir.Örneğin 1982'de Almanya'daki ormanların     %8'i çevre kirliliğinden etkilenmişken bu oran 1984'te %50'ye yükselmiştir..

Bu parçada ormanlık alanların azalması sayısal verilerle dayanılarak açıklanmıştır.Genellikle istatistiki veriler kullanılır..

Anlatım Biçimleri

Anlatım, bellekte tasarlanan bir konuyu söz ya da yazıyla dile getirmektir.
Ele alınan konunun özelliğine göre yazar, anlatımını çeşitli yollarla gerçekleştirir.
Olaylar, duygular, konular, olgular ve izlenimler yazılırken kullanılan yöntemlere Anlatım biçimleri denir..

1.Açıklama:
   Bilgi vermek amacı taşıyan yazılardaki anlatım biçimidir.
Süslü, snatlı söyleyişler görülmez.
Sözcükler ve sözler genellikle gerçek anlamlarında kullanılır.

Yazı; İnsanoğlunun belleğinin yükünü hafifletmiş,düşünsel enerjisini başka işlere yöneltebilmesini sağlamıştır.Yazının kullanımı bilginin yalnızca niceliksel birikimine değil, niteliksel gelişimine de katkıda bulunmuştur.Basım yoluyla çoğaltım, bu gelişmeye daha geniş ve yeni boyutlar katmış, ivme kazandırmıştır.Böylece insanlar ve toplumlar arasında dünya görüşleri ve ideolojiler açısından da etkileşime kaynaklık etmiştir..

Yazar bu parçada ''yazı'' ile ilgili bilgi vermektedir.Yazının önemini vurgulayıp açıklamalarda bulunmaktadır.Sözcükleri gerçek anlamlarıyla kullanmış ve sanatlı bir yol izlemiştir..

2.Tartışma:
   Okuyucunun düşünce kanı ve davranışlarını değiştirmeyi amaçlayan yazılardaki anlatım biçimidir..

İstiyorlar ki değer ölçümüzü onların oyun yazarlarına göre ayarlayalım.İstiyorlar ki onlar gibi biz de Avrupalı eleştirmenlerin kireç tutmuş yargılarını papağan misali geveleyeni usta yazar sayalım. Bunu yapamayız.Biz de istiyoruz ki kendi değer ölçülerimiz geçerli olsun.Böyle düşünmezek nasıl gelişebiliriz Nasıl onlarla boy ölçüşecek güce ulaşabiliriz..

Bu parçada yazar, okuyucunun düşüncelerini değiştirmeyi, onu etkilemeyi amaçlıyor.Okuyucuyla konuşuyormuş gibi yazıyor.Sorular soruyor,cevaplar veriyor. Öyleyse bu paragrafta tartışmacı bir anlatım yolu izlenmiştir..

3.Betimleme:
   Sözcüklerle resim yapmak olarak tanımlanır.Olaylar mekanlar ve kahramanlar bu yolla okuyucunun zihninde canlandırılır.Yazar, bu yolla okuyucuda gerçeklik hissi uyandırır..

Turna katarları geçiyordu gölün üstünden, gölgeleri maviye dönüşerek.Van gölü, günün her anında bin renk cümbüşünde yunup arınıyordu.Bir bakmışsın göl bir anda som turuncuya kesmiş; bir bakmışsın, ak köpüklü dalgalar mora dönüşmüş..

Bu parçada yazarın amacı, okuyucunun gözünde anlatıklarının canlanması, inandırıcı olmasıdır.Yazar,burada sözcüklerle resim yapmıştır.Doğayı devinim içinde vermiştir..

4.Öyküleme:
   Eylem durumudaki bir olguyu, bir durumu ya da olayı genellikle yer, zaman ve kahramanların ilişkisi çevresinde anlatma yoluna öyküleme denir..

Soğuk bir İstanbul sabahı.. Gökyüzünde bulut kaynıyor; yağmur yağdı yağacak..Biz yola koyuluyoruz.Yarım saat sürecek yolculuğumuzu, Maltepe'nin bildik sokaklarından geçerek bir an önce bitirme telaşındayız.Sokaklar işe yetişmek için koşuşanlarla dolu..

Bu parçanın ilk iki cümlesinde okuyucuya olayın inandırıcılığını göstermek için betimlemeye başvurulmuştur..''Biz yola koyuluyoruz'' cümlesiyle kişi, zaman ve olay anlatımı başlamıştır.. Demek ki paragrafta öyküleme söz konusudur..
 
2 Mayıs 2013 Perşembe

Cümlede Anlatım Teknikleri

 1. Doğrudan Anlatım
    Başkasının sözlerini, cümlelerini olduğu gibi, hiç değiştirmeden aktarmaya doğrudan anlatım denir..
-Ayşe bana, '' Yarın okula gelemeyeceğim.'' dedi
Bu cümlede Ayşe'nin sözleri aynen aktarılmıştır yani doğruda anlatım yapılmıştır..

2. Dolaylı Anlatım
   Başkasının sözlerini kendi söyleyişimize göre değiştirip karşıya aktarmaya dolaylı anlatım denir.Söz, sözü aktaranın ifadesine göre değiştiriliyorsa dolaylı anlatım olur..
-Ayşe bana yarın okula gelemeyeceğini söyledi..
Burada Ayşe'ye ait olan söz değiştirilmiştir..

Püf Noktası: Dolaylı anlatımda yüklem ''-diğini söyledi, -ceğini söyledi, anlattı,belirtti'' şeklinde biter..

Önemli Bilgiler:
  • Varsayım cümlelerinde ''diyelim ki, tut ki, farzet ki'' gibi ipuçları aramalısınız..
  • Tahminin yapıldığı cümlelerde fikir yürütmek esastır.
  • Kesinlik bildiren cümlelerde, genellikle emir kipi kullanılır.
  • Ön yargı bildiren cümlelerde yargı, peşin hükme dayalı olarak verilir.
  • Şaşkınlık bildiren cümlelerde, genellikle beklenmedik durumlarla karşılaşmanın anlatıldığı görülür.
  • Eşitlik bildiren cümlelerde, mutlaka bir denklik aranmalıdır.
  • Karşılaştırmaya başvurulmuş cümlelerde iki varlık, iki kavram, iki olay ya da olgu olmalıdır.
  • Benzetmenin gerçekleşmesi için benzetmenin temel ögelerinin cümlede kullanılmış olması gerekir.
  • Nesnel yargılardan herkes, aşağı yukarı aynı şeyi anlar.
  • Öznel yargılar kişiden kişiye değişik anlamlar verir.
  • Eleştiri, olumlu ya da olumsuz olabilir.
  • Üslupta özgünlük esastır ama her özgün olan anlatım üslup özelliği taşımayabilir..

Cümlede Anlam İlişkiler

 1. Neden - Sonuç İlişkisi (-dığı için)
    Bu tür cümlelerde eylemin yapılmasının bir nedene bağlı olduğu anlamı vardır.Yüklem durumundaki sözcüğe ''niçin'' diye sorulduğunda ''-dığı için'' cevabı alınıyorsa cümlede neden-sonuç ilişkisi vardır.Böyle cümlelerde genellikle neden önce,sonuç sonradır..

Yol kapalı olduğu için geçiktim..

Cümlesinin yüklemine ''niçin'' diye sorulduğunda '' yol kapalı olduğu için'' şeklinde cevap verilir.O Halde cümlede neden sonuç ilişkisi vardır..

Püf Noktası: Neden anlamını ''-dığı için, -dığından, diye ki...' gibi ek ve sözcükler sağlayabilir..

2. Amaç - Sonuç İlişkisi (-mek için)
   Amaç anlamı taşıyan cümlelerde, eylemin hangi amaca bağlı kalarak gerçekleştiği vurgulanır.Bu tip cümlelerde ''hangi amaçla,amacın ne'' sorusunun cevabı vardır ve ''-mek için'' anlamı amaç cümlelerinde her zaman görülür..

Püf Noktası: Neden-sonuç ilişkisi ile amaç-sonuç ilişkisi birbirine karıştırılmamalıdır. Cümledeki ''için'' sözcüğü yerine ''amacıyla'' sözcüğü kullanılabiliyorsa o cümle, amaç-sonuç cümlesidir; kullanılmıyorsa neden-sonuç cümlesidir..

3. Gerekçeli Yargılar:
   Yargının, açıklamasıyla birlikte verildiği cümlelerdir.Bu tip yargılarda önce sonuç, sonra neden verilir.Neden sonuç cümlelerinin tersidir.Gerekçeli yargılar her zaman ''çünkü'' açıklama bağlacı kullanılmaya uygundur..

Filmi çok beğendim çünkü her karesi özenle çekilmiş..
Cümlesinde sonuç cümlesi ''neden''den yani ''gerekçe''den önce söylenerek gerekçeli yargı oluşturulmuştur..

4.Koşula Bağlılık İlişkisi (-sa, -se)
   Eylemin gerçekleşmesinin bir koşula bağlayan cümlelere denir.Yükleme sorulan '' hangi şartla,hangi takdirde'' gibi sorularla koşula bağlılığın olup olmadığı bulunabilir..

Planlı, etkili ve sürekli çalışırsa bu yıl kazanır..
Cümlesinde ''kazanır'' yargısının gerçekleşmesi için ''çalışırsa'' koşulunun gerçekleşmesi gerekir..

Püf Noktası: ''-sa,-se,-dıkça,-dikçe,-madan,-meden,-ınca,-ince;mı,mi,üzere,ama,fakat,şayet..'' gibi ek ve sözcükler cümleye koşul anlamı katarlar..

Cümlede Savunulan Düşünceler

 1. İleti - Mesaj:
    Bir cümleden çıkarılabilecek anlamdır.Cümlede verilen konuya, yazarın bakış açısına, konuyu yorumlayışına, yazının yazılış amacına ileti mesaj denir.Kısaca cümlede verilmek istenendir..

Şiir öylesine bir dilsel düzenlemedir ki sözcüklerden biri çıkarılır ya da birinin yeri değiştirilirse şiirin tüm büyüsü bozulur.

Bu cümlenin iletisi '' Şiir dilinde her sözcük yalnız kendini anlatır. '' ya da '' Şiirdeli dizelere gelişigüzel seçilip yerleştirilemez. '' cümleleri olabilir.

2. Anlamca Aynı Olan ( Anlamdaş ) Cümleler:
    Bu tür cümlelerde, eş anlamlı sözcüklerin yardımıyla yargılar oluşturulurken birbirinin anlamını verebilen ekler de kullanılabilir.

İyi bir cümleden tek sözcüğü atamaz, ona tek sözcük ekleyemezsiniz.
Duru bir cümlede, gereksiz sözcük bulunmaz.

Bu iki cümle aynı anlamı taşıyan, anlamdaş olan, aynı kuralı bildiren cümlelerdir..

3. Anlamca Yakın Olan Cümleler:
   Birbirine yakın mesajlar içeren, benzer anlamları ortaya koyan cümlelerdir.Ortak bir konuyu aynı bakış açısıyla ele alıp aynı sonuca ulaşan yakın anlamlı cümlelerdir.

Sanat toplumdaki insanların çoğunluğuna dikkat ederek onların düzeyine inmemeli, tersine biraz önden gitmelidir.

''Sanat toplumun seviyesinin üstünde olmalı, topluma yol göstermelidir.'' dersek bu cümle, önceki cümleye anlamca yakınlık gösterir..

4.Anlamca Çelişen Cümleler:
   Anlamca birbirine ters düşen, karşıt anlamlı yargılar içeren cümlelerdir.Karşıt anlamlı cümlelerde ileri sürülen fikirler ya da belirten duygular arasında kesin bir zıtlık bulunur.

Sanat, toplum gerçeklerini, sorunlarını dile getirmeli, toplumu yönlendirmelidir.
Sanatın görevi sosyal sıkıntıları dile getirmek değil, insanın esteteki düşüncelerini yansıtmak olmalıdır..

Bu iki cümle birbirinin anlamca karşıtıdır..
1 Mayıs 2013 Çarşamba

Cümlede Anlam 2

 12. Özel Yargı:
   Kişiden kişiye değişen, tartışılabilen, kanıtlanamayan, subjektif, taraflı yargılardır.Kişinin duygu, düşünce ve yorumu söz konusudur.
- Resim, tiyatrodan daha önemli bir sanat dalıdır.
- Ülkemizin en güzel kenti İstanbul'dur..

13. Değerlendirme:
   Bir varlık, eser, sanatçı veya kavram hakkında olumlu ya da olumsuz bir yargıya varmaktır. Değerlendirmede, somut bir unsurun (eser,yazar..) değerlendiriliyor olması gerekir.Değerlendirmede bildiren cümleler öznel de nesnel de olabilir..
- Yazar eserinde yabancı sözcüklere yer vermesiyle eserin akıcılığını bozuyor
- Hüseyin Rahmi, eserlerinde varoşların yaşayışını güzel bir şekilde anlatmış.

14. Eleştiri:
  Bir insanın, eserin, konunun doğru yada yanlış yanlarını bulup göstermek ve incelemektir.Eleştiride olumsuz,eksik,kusurlu,yanlış yönler de söylenebilir.
- Bu romancı romana yeni bir soluk getiremedi.
- Bugüne kadar ortaya koyduğu eserlerin hepsinde özgün bir kalem almayı başardı..

15. Üslup Biçem:
   Yazarın anlatımına, sözcükleri seçme ve kullanma biçimine üslup denir. Nasıl anlatıyor? sorusunun cevabı üslubu gösterir..
- İlk öykülerinde sanatlardan kaçınan yalın diliyle tanındı..
- Yazar söyleyeceklerini hiçbir süslemeye ihtiyaç duymadan söyleyiveriyor..

16. İçerik Konu:
    Bir eserde ya da parçada, ele alınan unsura içerik ( konu ) denir. Yazar ne / neyi anlatıyor ? sorusu konuyu buldurur.Bir düşünce, kavram, duygu, varlık ya da olay, esrin konusu olabilir..
- Peyami safa eserlerinde insanın psikolojik sorunlarını anlatmıştır.
- Tarık Buğra, '' Küçük Ağa'' romanında Milli Mücadele Dönemini ele almıştır..

17. Tanımlama:
   Herhangi bir nesneti ya da kavramı kendine özgü özellikleriyle kısaca tanıtmaya tanımlama denir. ''...nedir?'' sorusunun cevabı, tanımı buldurur..
- Şiir, gönül örsünde kalp çekiciyle dövülerek şekillendiren duygulardır..
- Şüphe, duygularımızın üzerinde ayağını sürüyen yaramaz bir çocuktur..

18. Özgünlük:
   Yazarın dil ve içerik yönünden başka yazarlardan farklı olmasıdır.Özgünlük; taklit, kopya olmamak, başkasına benzememek, '' kendine özgü'' olmak demektir.
- Halit Ziya, romanlarında hiçbir sanatçının dile getiremeyeceği çatışmaları anlatmıştır.
- Sait Faik hikayelerinde orjinal tipler ortaya çıkarmış..

19. Çıkarım:
   Belli önermelerin kabul edilen ya da gerçek olan doğruluklarından, yanlışlıklarından; başka önermelerin kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarını yanlışlıkla çıkarma işidir.
- Bugün mutsuz görünüyor, demek ki dün gece yine kavga ettiler..
- Yazar beş yılda sekiz kitap çıkardı, bu da onun üretici kişiliğini gösteriyor..

20. Hayıflanma Üzülme:
   Gün görmedik, dem sürmedik; yazık ki geçti gençlik kıymetini bilemedik.
- Güzellikleri doyasıya yaşamadan buradan ayrılmak ne zor.   Cümlelerinde hayıflanma söz konusudur..

21. Küçümseme - Azımsama:
   Bu parayla simit bile alınmaz. ( Azımsama )
   Benimle yarışması içi daha çok çalışması gerekir. ( Küçümseme )

22. Düşsel Öge:
   Bu tür cümlelerde sanatlı söyleyiş söz konusudur.Hayali unsurlar yer alır. Deyim aktarması, ad aktarması, benzetme, abartı, kinaye vb.. sanatlara yer verilir..
- Kendimi okyanusta kaybolmuş balık gibi hissederim.
- Istırap gece yarısı vuran gonk gibi, tın tın öttü aniden..

23. Yakınma
    Bir durumdan ya olaydan sızlanmaya, şikayet etmeye yakınma denir.
- Söylesem de beni dinlemez ki...
- Başlığıyla içeriği birbirini tutmayan yazılar bizi öyle yoruyor ki..

Cümlede Anlam

  1. Varsayım:
    Gerçekleşmemiş bir olayı, durumu gerçekleşmiş kabul edip ona göre hüküm vermektir. Genellikle '' tut ki, farz edelim ki, varsayalım ki, kabul edelim ki, düşün ki..'' gibi ifadeler varsayım cümlelerinde kullanılır..

2. Tahmin:
    Bir olay, durum ya da eylemin nasıl gerçekleşeceği hakkında fikir yürütmeye tahmin denir.
- Bizim oralara bahar gelmiştir şimdi..
- Herhalde odasında ders çalışıyordur..

3. Olasılık İhtimal:
Bir eylemin, durumun veya olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin tam olarak belli olmamasına olasılık denir.
- Biraz sonra, ödevim bitince, onlara gidebilirim..
- Galiba yarın onunla buluşmayacağız..

4. Kesinlik:
   Bir eylemin net olarak gerçekleştiğini veya gerçekleşeceğini belirten cümlelerdir.
- Burada sigara içmek yasaktır.
- Bu ormanlık bölgede üç geyik türü vardır..

5. Öneri Tavsiye:
   Bilinmeyen ya da belirlenen bir eksikliğin giderilmesi için öne sürülen görüştür.
- Yemeğin salçasını biraz az koysaydın daha iyi olurdu..
- Uçakla yolculuk yapın, zamandan tasarruf edersiniz..

6. Ön Yargı:
   Bir kimse veya bir olay hakkında yeterince bilgi sahibi olmadan peşin hüküm vermektir.Ön yargıda olay ya da konu hakkında, onların genel durumu bilinmeden, olumlu ya da olumsuz düşünceler ileri sürülmektir.
- Göreceksiniz bu işi de yüzüne gözüne bulaştıracak..
- Bu kitabın çok satması olanaksız..

7. Şaşırma:
   Beklenmedik olaylar ve durumlar karşısında şaşkınlığın dile getirilmesidir.
- Biraz sonra çamura saplanıp kalmayayım mı!
- Ispanaktan o kadar çok çeşit yemek yapıyorlar ki anlatsam ağzınız açık kalır.

8. Eşitlik:
   Bu cümleler birbirlerinin anlamlarını karşılayan cümlelerdir.Bu tarz cümlelerde iki ayrı kavramın herhangi bir açıdan, eşitlik yönünden karşılaştırılması söz konusudur.
- Ekmeği kardeş payı yaptılar.
- Yarışmada iki ekip de aynı puanı aldı..

9. Karşılaştırma:
 Bir düşünce ya da kavramı daha anlaşılır hale getirebilmek amacıyla onun herhangi bir yönünün başka düşüncelerle veya kavramlarla kıyaslanmasıdır.
- Cemil bey yaşca arkadaından daha büyüktür..
- Bu yaşam serüveninde ben de senin kadar yorgunum..

10. Benzetme:
    Bir kavram ya da olgunun başka kavramlar ya da olgularla benzerlik kurularak anlatılmasına denir.Karşılaştırmada olduğu gibi birden fazla benzetme yönü vardır fakat kavramlar arasında derecelik yoktur.
- Deniz kudurmuşcasına dev dalgalarla kıyıları dövüyordu..
- Sınıfın bütün duvarları kar gibi beyazdı..

11. Nesnel Yargı:
   Kişiden kişiye değişmeyen, tartışılmayan, kanıtlanabilir, objektif yargılardır.Kişinin duygu ve düşüncelerine yer verilmez.Düşsel ögeler ve yorum yoktur..
- İstanbul'un nüfusu geçen sayımda on milyonu geçmiştir.
- Mavi gömlekli, çizgili ceketli birisi içeri girdi..

Sözde Anlam

 1. İkilemeler:
    Sözcüğün anlamını pekiştirmek ya da söze güzellik ve canlılık katmak amacıyla iki sözcüğün art arda kullanılmasıyla oluşan sözcüklere ikilemeler denir..
- Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden..
- Onun hakkında ileri geri konuşmana izin veremem..

2. Kalıplaşmış Sözler:
   a) Deyimler: İki ya da daha fazla sözükten oluşan herhangi bir olayı, durumu çarpıcı bir şekilde işleyen söz öbekleridir.
-Üç aydan beri bana oyun oynuyorsun ...   Cümlesinde ''oyun oynamak'' sözü '' kandırmak '' anlamına gelen bir deyimdir..
- İşte onu karşımda görünce yine nutkum tutuldu.. Cümlesinde ''nutku tutulmak'' sözü ''konuşamamak'' anlamına gelen bir deyimdir..
   b) Atasözleri:  Atalarımızın tecrübelerini, genel kural ya da öğüt olarak yansıtan özlü sözlerdir.
-Mart kapından baktırır, kazma kürek yaktırır..
-Üzüm üzüme baka baka kararır..

Püf Noktası:   Deyimlerle atasözleri genelde karıştırılır.. Bunları karıştırmamak için iki özelliğe dikkat etmek gerekir..
   - Atasözleri genelde cümle biçimindedir, deyimler ise sözcük öbeğidir.
   - Atasözleri ya bir kural belirtir ya da öğüt verir, deyimler ise bir durumu karşılar.

3. Kalıplaşmamış Sözler:
   Cümle içerisinde kalıplaşma özelliği kazanmamış; belli bir anlam içeriği taşıyan; ikileme, deyim ve atasözü olmayan sözlere kalıplaşmamış sözler denir. Bu konuda sınavda soru iki şekilde sorulur. Parçanın veya cümlenin içersinde kalıplaşmamış söz öbeğinin altını çizerek ya da soru kökünde kalıplaşmamış söz öbeğini vererek..

Örnek Soru:
    Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde kinayeli bir söyleyiş yoktur ?
A) Boş çuval ayakta durmaz.
B) Güneş balçıkla sıvanmaz.
C) Meyveli ağacı taşlarlar.
D) Son pişmanlık fayda vermez.
E) Gelini ata bindirmişler ''ya nasip'' demiş..

Çözümü:  A,B,C ve E seçeneklerindeki atasözlerinin hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanıldığı görülmektedir.Ancak D Seçeneğindeki '' Son pişmanlık fayda vermez'' atasözü sadece gerçek anlama gelecek şekilde kullanılmıştır.. Doğru Seçeneğimiz D Şıkkıdır.

Sözcükte Anlam Olayları

 Bu bölümde sözcüklerin cümlede sanatsal yönden kazandıkları, anlamsal olaylar ele alınacaktır..

1. Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel):
   Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden aralarındaki ilişkiden dolayı başka bir sözcüğün yerine kullanılmasıdır. Ad aktarmalarında benzetme ilgisi yoktur ama başka anlam ilgileri vardır.
- Adana'ya ( Adana havaalanı'na)  Adana'ya sözcüğü Uçak indi anlamını taşımaktadır.
-Bardağı ( içindekini suyu) bir dikişte bitirdi..
-Peyami Safa'yı (kitaplarını) çok okudum..
-Bu köy (köydeki insanlar) hayvancılıkla geçinir..

2. Anlam Aktarması:
    Bir sözcüğün, benzetme amacı güdülerek başka bir sözcüğün yerine kullanılmasıdır.Buna eğretileme,istiare de denir.Anlam aktarmasında varlıklar arasındaki ortak nitelikler, benzerlikler ön plandadır.
- Kuşlar, kafesin içinde dertleşiyorlardı..   Cümlesinde ''dertleşmek'' insana ait bir özelliktir ve doğaya aktarılmıştır..
- Koçum benim, sııfını doğrudan geçmiş..   Cümlesinde de doğadan insana aktarılma vardır..
- Bazen yırtılır deniz.  Cümlesinde ''deniz'', '' kumaşa'' benzetilerek aktarma yapılmıştır..
- Annemin tatlı sesi içime akardı..   Cümlesinde de ''tatma'' ve '' işitme'' duyuları arasında bir aktarım oluşmuştur..

3. Dolaylama:
  Sadece bir sözcükte anlatılabilecek kavramın ya da varlığın birden fazla sözcükle anlatılmasına denir..
Turizm    >   Bacasız Sanayi
Sinema   >   Beyaz Perde

4.Güzel Adlandırma:
   İnsanda korku, üzüntü, tiksinti gibi kötü duygular uyandıracak varlıkların, kavramların, durumların daha güzel, olumlu sözcüklerle anlatılmasına ''güzel adlandırma'' denir..
Verem  >  İnce Hastalık
Tuvalet  >  Ayak Yolu

5.Dokunma - Tariz:
   Bir sözcüğü tam karşıtını düşündürecek şekilde kullanmaktır..
Sınavdaki kolay sorular, bizi terletti..     Cümlesindeki  ''kolay'' sözcüğü ''terletti'' kavramına uymamaktadır.Aslında ''zor'' denmek istenmiştir..
Yazısı inci gibiydi, iki kişi okuyamadık..   Cümlesinde de ''inci'' sözcüğü tam karşıtını düşündürecek şekilde kullanılmıştır..

6. Kinaye - Değinmece
   Bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek biçimde kullanmaktır.Kinayede kastedilen anlam,mecaz anlamdır..
O çoçuk bu yükü kaldıramaz..     Cümlesindeki ''yük'' sözcüğü hem ''ağırlık'' hem de ''sorumluluk'' anlamındadır..

Sözcükte Ve Sözde Anlam

 Sözcükte Anlam İlişkileri Nedir ?
    Bu başlık altında sözcüklerin cümlede oluşturdukları anlamsal ilişkiler ele alınacaktır.

1. Eş Anlamlı veya Anlamdaş Sözcükler:
    Birbirlerinin anlamlarını karşılayan sözcüklere eş anlamlı sözcükler denir..
 

 Sözcüklerin      anlamlarını      tümceden     anlayabiliriz.
 (Kelimelerin)    (Manalarını)   (cümleden)
Püf Noktası:  Anlamdaş sözcükler bazen birbirinin yerine kullanılırken bazen birbirinin anlamını karşılamayabilir..
Ak güvercinler çatıya kondu Cümlesindeki ak ''beyaz'' anlamını taşımaktadır.
Onlar benim alnımın akıdır.   Cümlesindeki ak ''beyazıdır'' anlamı yanlıştır..

2. Yakın Anlamlı Söcükler:
    Anlamdaş gibi göründüğü halde birbirlerinin yerini tamamen tutamayan yani aralarında anlam farkı bulunan sözcüklerdir.
- Babasını görünce sigarayı gizledi. ( Sakladı)
- Kardeşine para yolladı. (Gönderdi)

3. Karşıt veya  Zıt Anlamlı Sözcükler:
    Aynı anlam çevresinde yer alan, anlamca birbirlerinden en uzakta bulunan sözcükler arasındaki ilişkiye karşıt anlamlılık, bu anlam özelliğini taşıyan sözcüklere de karşıt anlamlı sözcükler denir.
-Neden böyle düşman görünürsünüz
-Yıllar yılı dost bildiğim aynalar.

Püf Noktası: Bir sözcüğün olumsuzu onun karşıtı değildir.Örneğin ''hayırlı'' sözcüğünün karşıtı ''hayırsız'' değildir.''hayır''ın karşıtı ''şer''dir.Benzer şekilde ''gelmek'' eyleminin karşıt anlamlısı ''gelmemek''değil,''gitmek''tir.

4.Sesteş veya Eş Sesli Sözcükler:
    Yazılışları aynı, anlamları farklı sözcüklerdir.Sesteş sözcükler arasıında hiçbir anlam ilgisi yoktur.
- Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç.. (İsim)
- Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç.. (Fiil)
Birinci mıstadaki ''geç'' sözcüğü ''belirli bir zamandan sonra olan'' anlamında isim görevinde kullanılmışken ikinci mısrada geçen ''geç'' sözcüğü, ''sona ermek'' anlamında fiil görevinde kullanılmıştır.

5.Somut ve Soyut Anlamlı Sözcükler:
    Beş duyunda herhangi biriyle angılayabildiğimiz, kavramları, nesneleri karşılayan sözcükler somut; varlığı duyular aracılığıyla algılanamayan sözcükler soyut anlamlıdırlar.
Tavandaki lambanın ışığı azdı..  Cümlesinde altı çizğili sözcükler somut sözcüklerdir..
Eşine derin bir sevgiyle bağlıydı.. Cümlesinde altı çizğili sözcükler soyut sözcüklerdir..

6. Özel ve Genel Anlamlı Sözcükler:
   Bir türün bir üyesini karşılayan sözcüklere özel anlamlı türün anlamca tamamını kapsaya sözcüklere ise genel anlamlı sözcükler denir..
Annesine çiçek verdi.. Cümlesindeki çiçek sözcüğü özel anlamlı sözcüktür..
Çiçek dalında güzeldir.. Cümlesindeki çiçek sözcüğü genel anlamlı sözcüktür..

7. Nicel ve Nitel Anlamlı Sözcükler:
   Varlıkların azalıp çoğalabilen ya da ölçülüp sayılabilen özellerini belirten söözcüklere nicel anlamlı varlıkların nasıl olduklarını belirten sözcüklere ise nitel anlamlı sözcükler denir..
Bu elbise bana küçük oldu..
Oraya büyük bir yat limanı yapıldır..
Cümlelerinde altı çizğili sözcükler miktar bildirdiği için nicel anlam kazanmıştır..

O çok iyi bir insandır.
Büyük sözler etmekten kaçınmazdır.
Cümlelerindeki ''büyük'' ve ''iyi'' sözcükleri miktar bildirmeyip bir özellik,nasıllık bildirdiği için nitel anlamda kullanılmıştır..

Sözcükte Anlam Özellikleri

 Sözcükte anlam nedir ilk önce bunu anlatalım sizlere..?
      - Sözcük, kendi başına anlamı olan veya cümle kuruluşunda görevi bulunan dil birliğidir..

   1.Gerçek Anlam:
            a)İlk veya Temel Anlam: Bir sözcüğün tek başına söylendiğinde bizde çağrıstırdığı anlamına o sözcüğün temel anlamı denir.Sözlükte ilk sırada yer alır.
    Örnek olarak..
- Ayaklarının ağrısından günlerce uyuyamadı.    Cümlesinde '' Ayak '' sözcüğü temel anlamda kullanılmıştır.
       
               b) Yan Anlam: İlk anlamıyla anlamca ilişkili ama ilk anlamından farklı anlam ya da anlamlarına sözcüğün yan anlamı denir.
  Örnek olarak..
      - İskemlenin bir ayağı kırılmış.. Cümlesinde ''ayak'' sözcüğü bazı şeylerin yerde yüksekçe durmasını sağlayan destek anlamında kullanıldığından yan anlam kazanmıştır..

2.Mecaz yada Değişmece Anlam:
     Bir sözcüğün gerçek anlamının dışındaki anlamına mecaz anlam denir.
Örnek olarak... Bu kazak Ahmet'i hiç açmamıştı.    Cümlesinde ''açmamak'' sözcüğü güzel göstermemek anlamında kullanılarak mecaz anlam kazanmıştır..
 Sınavı kazandı ya burnundan yanına varılmaz artık ( Mecaz anlam olarak kullanılmıştır.)

Püf Noktası: Temel anlamını yitiren sözcük soyut anlam kazanmışsa mecaz,somut anlam kazanmışsa yan anlamlıdır..

3. Terim Anlam:
     Bir bilim, sanat, spor veya meslek dalıyla ilgili belirli bir kavramı karşılayan sözcüklere ''terim'' onların bu anlamlarına da ''terim anlam'' denir. Her bilim ve meslek dalının kendine özgü terimleri vardır.

Örnek Olarak..      Bahar neşesi adlı oyuna iki bilet aldık..     Cümlesinde ''oyun'' sözcüğü tiyatro terimidir..
Sinop Burnu'nda bu yıl güzel bir tatil köyü projesi hayata geçirilde ( Terim anlam)

Püf Noktası: Bir sözcüğün terim anlam kazanabilmesi için belirli bir dalda kullanılması gerekir.
   -Çocuklar yine oyuna daldılar..
   -Olaya bir de bu açıdan bakalım..
Cümlelerinde günlük hayatla ilgili durumları karşılayan altı çizili sözcükler terim değildir..

4. Sözcüklerde Çok Anlamlılık:
    Bir sözcüğün zaman içerisinde yeni anlamlar kazanmasına sözcüklerde çok anlamlılık denir.
- Yarasının bağını degiştirdi. (Sargı)
- Yürümesine, çocuk ayak bağı oluyor. (Engel)
- Pazardan iki bağ maydanoz al. (Deste)
- Ailesiyle olan bağlarını geliiştirdi. (İlişki)
- Derste kas bağları konusunu işledik (Doku)
- İyonik bağ kimya dersinin konusudur. (Birleşik)

Püf Noktası: Bir sözcüğün birden fazla yan anlamı olabilir.
Örnek: ''Kol'' sözcüğü
- Balkondan düşünce kolu burkuldu.. cümlesinde temel anlamda kullanılmıştır.
- Bu dere burada iki kola ayrılmış,
- Çamaşır makinesinin kolunu yanlış tarafa çevirmişsiniz. Cümlelerinde ise yan anlamda kullanılmıştır.

Hakkımızda ? Kpss Hakkında Bilgiler

  Sevgili Arkadaşları..

     Aday sayısının fazla olduğu ve rekabetin ön plana çıktığı bu sınavda hem zamandan kazanmak hem de net sayısını arttırmak için bilgi kirliliğinden arındırılmış, tüm konuları kapsayan bir eser oluşturmak istedik. Bu amaçla hocalarımızın ders notlarının görselliğini arttırarak bu eseri hazırladık. Eser, ders notları şeklinde olduğundan zümre hocalarının tüm bilgi ve deneyimi esere yansımıştır..

Bu eserin içeriğindeki bilgiler, ögrenciye kısa yollarla verildiği için çok kolay öğrenilir.Anlatımında kitap dilinden çok, öğretmen dili kullanıldığı için sıkıcılıktan uzaktır.Yani öğrenmenin önündeki tüm engeller ortadan kaldırılmıştır.Ayrıca ''önemli'' ve ''püf noktası'' gibi kısımlarla konunun dikkat çekici yönleri de vurgulanmaya çalışılmıştır..

Tüm hedeflerinize kısa yollardan ulaşmanız dileğiyle..